NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَوْفٍ
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ سَعِيدٍ
عَنْ أَبِي غَسَّانَ
مُحَمَّدِ
بْنِ
مُطَرِّفٍ
الْمَدَنِيِّ
عَنْ زَيْدِ
بْنِ
أَسْلَمَ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ يَسَارٍ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
مَنْ نَامَ
عَنْ
وِتْرِهِ
أَوْ نَسِيَهُ
فَلْيُصَلِّهِ
إِذَا
ذَكَرَهُ
Ebu Said el-Hudrî
(r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Her kim vitrini kılmadan
uyuyakalir veya onu unutursa hatırladığı zaman kılsın."
İzah:
Tirmizî, vitir; İbn Mâce,
ikâme; Ahmed b. Hanbel, III, 44; Hâkim, el-Mustedrek, I, 302.
Hadis-i şerifin
Tirmizî'deki rivayeti "Her kim vitri kılmadan uyuyakahrsa, sabah olunca
kılsın"; Hâkim'inkinde ise, "Kim vitrini klimadan uyuyakalırsa veya
onu unutursa, onu sabah olunca veya hatırlayınca kılsın" şeklinde vârid
olmuştur. Bunlara göre hadisin Ebû Dâvûd'daki bu rivayetini de "vitrini
kılmadan uyuyakalan veya onu unutan kimse hatırladığı (ya da uyandığı) zaman
kılsın" şeklinde anlamak gerekir.
Hadis-i şerîf vitrin
vâcib olduğunu söyleyen Ebû Hanife'nin delillerin-dendir. Çünkü "vâcib
olmayan bir şeyin kaza edilmesi meşru değildir."
Yine bu hadis-î şerif,
vaktinde kıhnamayan vitir namazının kaza edilmesi gerektiğine delâlet
etmektedir. Bu, sahâbilerin, tâbiûnun ve onlardan sonrakilerin cumhurunun
görüşüdür. Sufyân es-Sevrî, Ebû Hanife, İmam Mâlik, el-Evzâî, İmam Şafiî, Ahmed
b. Hanbel ve İshak'ın mezhepleri de bu merkezdedir. Ancak âlimler kaza vaktinde
ihtilaf etmişlerdir.
İbn Abbas, Mesrûk,
Hasen el-Basrî, ibrahim en-Nehaî, Mekhûl, Katâ-de, İmam Mâlik, İmam Ahmed ve
îshak'a göre fecrin doğuşundan sonra fakat sabah namazı kılınmadan önce kaza
edilmelidir.
Delilleri Tirmizî'nin
merfu' olarak rivayet ettiği "Sabah namazından sonra vitir yoktur..."
mealindeki hadistir. Tirmizî, bu hadisi verdikten sonra "Ulemadan çoğu bu
görüştedir. Şafiî, Ahmed ve İshak da böyle diyorlar" der.
Hz. Peygamber'in sabah
vakti girdiği halde vitir kıldığını bildiren birçok hadis vârid olmuştur.
Beyhakî'nin İbn Ömer'den rivayet ettiği "Nebi (s.a.v.) sabah vakti vitir
kıldı", Ahmed ve Taberânî'nin Aişe (r.anha)dan rivayet ettikleri
"Resulüllah (s.a.v.) sabahleyin vitir kılardı", Hâkim'in
Ebû'd-Derdâ'dan rivayet ettiği, "Bazan cemaat sabah nama/ı için kalktığı
halde ResûlullatTı vitir kılarken gördüm" tarzındaki ri\ âyetler, sabah
olunca \ ıtri kaza etmenin meşru olduğunu gösteren delillerdendir.
Yukarıda isimlerini
saydığımız âlimlere göre şayet vitir namazı sabah namazından evvel kıhnmamışsa,
artık kaza edilmez. Fakat nafile olarak sonradan kılınsa iyi olur.
İbrahim en-Nehaî'ye
göre, sabah namazı kılınmış bile olsa, güneş doğmadan önce vitir kaza
edilebilir.
Şâbî, Hasen, Tâvûs,
Mücâhid ve Hammâd b. Ebi Süleyman'a göre ze-vâle kadar vitir kaza edilir.
Zahirîlerden İbn Hazm,
uyumaktan dolayı geçirilenle unutarak geçirilen ve kasden geçirilenin arasını
ayırmış, her birini ayrı hükümlere tâbi tutmuştur. Uyuyarak veya unutarak
geçirenin hatırlayınca veya uyanınca istediği zaman kaza edebileceğini, kasten
geçirenin ise, kaza imkânının olmadığını söylemiştir.
Şafiî mezhebinin meşhur
görüşüne göre: Gece ve gündüz her an için vitir kaza edilir.
Evzâî'nin sabah
kılındıktan sonra güneş doğmadıkça kaza edilemeyeceği görüşünde olduğu
nakledilmiştir.
Hane filere göre mekruh
vakitlerin dışındaki tüm vakitlerde vitrin kazası caizdir. Üzerinde durduğumuz
hadis-i şerifin mutlak oluşu, bu görüşün delilidir. Fecir'den sonra fakat sabah
namazından önce kılınacağı görüşün-dekilerin .delili olarak zikrettiğimiz
hadisler, kazanın sadece o vakte tahsisini gerektirmez. Hz. Peygamberin o
vakitte vitir kaza ederken görüldüğünü gösterir. Bu başka zamanda kazanın caiz
olmadığını göstermez. Fecirden sonra vitrin olmadığını bildiren bazı rivayetler
varsa da bunlar zayıftır.
Her ne kadar hadis-i
şerifte sadece uyuyarak ve unutarak geçirenin vitri kaza etmesi istemiyorsa da,
kasden geçirenin kaza etmesi de öncelikle gereklidir. Cumhur bu görüştedir.